02/05/2024 18:38:00

Enerji Verimliliği Nedir ve Neden Önemlidir?

Enerji verimliliği nedir ve neden önemlidir ?

Enerji verimliliği belirli bir hizmet (ısıtma, soğutma gibi) veya üretim için harcanan enerji miktarının,  teknolojik uygulamalar veya teknik olmayan (daha iyi organizasyon ve yönetim, davranış değişiklikleri gibi) önlemlerle azaltılmasıdır.

Ekonomistlere göre ise enerji verimliliği; yaratılan her bir birim gayrisafi yurt içi hasıla veya katma değer için tüketilen enerjinin azaltılmasıdır. Birincil enerji tüketiminin GSYH’ya oranlanması sonucu hesaplanan yoğunluk, birincil enerji yoğunluğu, nihai enerji tüketiminin GSYİH’ya oranlanması sonucu hesaplanan yoğunluk ise nihai enerji yoğunluğu olarak adlandırılmaktadır.Makro düzeyde Enerji Yoğunluğu olarak da tanımlanan enerji verimliliği; teknoloji alt yapısı, tüketici davranışları ve ekonomideki değişikleri kapsayan ekonomik verimlilik ile yakından ilgilidir.

Enerji verimliliği dünyanın korunmasında önemli bir adımdır. Yenilenebilir enerjilerin kullanılması daha az fosil yakıt kullanımı, daha küçük karbon ayak izine neden olacak daha az sera gazı emisyonu ve hava kirliliği demektir.

Enerji verimliliğinin artırılması aynı zamanda ekonomi üzerinde ağır bir yük olan enerji kaynaklarındaki dışa bağımlılığının azaltılmasına katkı sağlayacaktır. Enerji talebindeki artış güvenilir ve uygun fiyatlı petrol ve doğal gazın uzun vadeli erişiminde sorunlara yol açacaktır. Enerji verimliliğinin artırılarak enerji tüketiminin azaltılması bu tür riskin azaltılmasına yardımcı  olacaktır.

Türkiye enerji konusunda gittikçe artan ve önem arz eden bir taleple karşı karşıyadır. 1990-2012 yıllarında birincil enerji tüketimi yılda ortalama % 4-5 civarında bir oranlala sürekli olarak artmıştır. 2008 yılının son çeyreği ve 2009 yılı boyunca süren ekonomik kriz, mevcut talebin azalmasına neden olsa da takip eden yıllarda enerji tüketimi artmaya devam etmiş ve  2012 yılında birincil enerji tüketimi 121 milyon TEP (Ton Eşdeğer Petrol) olarak gerçekleşmiş olup, bu rakam Türkiye’yi dünyada en fazla enerji tüketen 25 ülkeden biri haline getirmiştir.

Bununla birlikte son yıllarda Türkiye’nin enerji gereksiniminin sadece % 24-29’u yerli  kaynaklardan temin edilmiştir. Toplam petrol tüketiminin ise %9’u yurt içi üretimle  karşılanabilmiştir. Başlıca yerel kaynaklar kömür (ağırlıklı olarak linyit), hidrolik enerji, biyokütle ve petroldür. Yağış koşullarına göre değişiklik gösteren hidrolik enerji, 2013  yılında toplam elektrik üretiminin %25’ini karşılamıştır. Aynı yıl doğalgaz % 44’ünü, kömür % 25’ini ve rüzgar enerjisi ise% 3’ünü karşılamıştır.

IN8RDyv[1]

2Mq6Mke[1]

 

Bu durum Ülke ekonomisini dış ödemeler dengesi ve enerji arz güvenliği açısından zorlamakta, arz ve talep arasındaki açık her yıl biraz daha büyümektedir. Bunun sonucunda ülkemiz enerji ithalatına ödenen maliyetler her geçen yıl artmaktadır. 2012 yılında 60 Milyar Dolar enerji ithalatına ödenmiş olup bu değer tüm ithalat içinde %23 pay almaktadır. Bu nedenle enerji girdi fiyatlarında meydana gelecek artışlar ülke ekonomisini oldukça kötü etkileyebilecektir.

Öte yandan Türkiye Birincil Enerji yoğunluğu açısından 2009 yılında, ekonomi GSYİH’nın her 1.000 ABD$’ı (2000 ABD$ bazında) için 0,27 TEP enerjiye ihtiyaç duymuştur. Bu rakam 0,18 olan OECD ortalamasının üzerindedir. Bu da ülkemizde aynı birim katma değerin üretilmesi için OECD ortalamasına göre iki mislinden fazla enerji harcanması gerektiği anlamına gelmektedir.

Aynı şekilde birincil enerji yoğunluğu Euro cinsinden AB’nin ortalama değerleriyle de mukayese edildiğinde ise Türkiye 233 kEP/1000 € iken (kEP: Kiogram eşdeğer petrol), AB (27)’nin ortalama değeri 152 kEP/1000 €  dir (Danimarka 93 kEP/1000 €, İsviçre 80 kEP/1000 €, Bulgaristan 664 kEP/1000 €, Estonya 484 kEP/1000 €) dir

7kzbBZd[1]

Bu nedenlerle enerjinin verimli kullanılması ülkemiz için hayati bir konudur. Mevcut tesislerde enerji verimliliği artırılarak, yeni kurulacak sistemlerde enerji verimli teknoloji ve ekipman seçimi ile enerji yoğunluğunun düşürülmesi gerekmektedir.

Günümüzde Türkiye artan petrol ve gaz fiyatlarının yanı sıra iklim değişiminin şimdiden görünen sonuçları ile karşı karşıyadır. Bu durum arz güvenliğini tehdit etmektedir. Enerji verimliliğinin bu tehditleri gerçek bir fırsata çevirmek için  en kolay, en ucuz ve en doğrudan yol olduğu unutulmamalıdır.

Bir işletmede enerji verimliliği çalışması yapılmasının ana amacı genellikle ekonomiktir. Enerji verimliliğinin artırılması bir işletmede maliyetlerin azaltılmasına yol açar, daha verimli ve daha rekabetçi bir süreçler elde edilir. Bununla birlikte KOBİ’lerde  enerji verimliliğinin artırılmasının tek nedeni sadece ekonomiklik yani sadece enerji faturalarının azaltılması değildir. Prosesin daha iyi kontrol edilmesine olanak sağlayan daha modern proses ekipmanları kullanımı enerjinin verimli kullanımının yanı sıra ürün kalitesinin artırılmasına ve kalitenin devamlılığını da sağlar. Öte yandan daha az enerji kullanarak aynı sonuçları elde etmek ithal enerjiye olan bağımlılığı azaltacak ve enerji fiyatının kontrolüne katkı sağlayacaktır. Daha az enerji kullanımı çevreye daha az emisyonun yayılmasına yol açacak bu da yerel hava kalitesini artıracak ve azalan CO2 emisyonları ve su buharı da iklim değişiminin küresel etkilerini azaltacaktır.

Sanayinin tüm sektörlerinde enerji verimliliği bilincine paralel olarak enerji verimliliğinin artırılmasının hem rekabet gücümüzü artırma hem de  ekonomi üzerinde ağır bir yük olan enerji kaynaklarındaki dışa bağımlılığının ve çevresel zararların azaltılmasına katkı sağlayama gibi yararları göz önüne alınarak enerji verimliliğinin artırılması konusunda gerekli çalışmalara vakit geçirmeden başlanmalıdır.